15 Ekim 2024 Salı
İNSANIN RUHU DA AÇLIK ÇEKER...
SANILDIĞI KADAR KOLAY DEĞİL !!!
Belkız Yayla Yazıları ile artık sizinle
Gazetecilerden Seçer'e ziyaret
Hayata Gülümse: Alişan’la İlham Dolu Bir Sohbet
Çalık: Eğitim Kurumlarımız İçin Elimizden Gelen Her Şeyi Yapmaya Hazırız
İnsan günde üç kez Yemek yer, Karnını doyurur, Buna zorunludur… … Ama ruhu da, Açlık hisseder, Öyle ki karnını Doyurmak kadar, Ruhunu da doyması Gerekir… … İnsanın karnının Doyurması gibi Ruhunun da Açlığını gidermesi Gerekir… … Uzmanlar bu konuda Şunları öneriyor; -Kişileri bol bol beğenin, -Sıkça iltifat edin, -Takdirlerimizi, -Övgülerimizi -Yüzlerine söyleyin… … Bu övgüleri hak eden, Akıllı insanlar; -Güzel iltifatlarımızı, -Yaşadıkça bize -Hatırlatacaklardır… -Biz unutsak bile, -Onlar takdirlerimizi, -Unutmayacaktır… -İleri yıllarda da, -Minnet duyarak, -Sözlerimizi hatırlatacaktır… … Yapılan araştırmalarda, İnsan belli bir Soruna odaklanmadığı AN’ lar da zamanının, Yüzde 95 ini Kendini düşünerek Geçiriyormuş… … Oysa bu sürede, Başkalarının iyiliğini, Güzelliğini, Başarılarını düşünse Yalan üretmesine Ve yalan söylemesine Gerek kalmazmış… … Çünkü yalan dudaklardan, Takdir kalpten gelirmiş… Takdiri kullanmak, İnsanı yalandan Uzaklaştırıyormuş… … İnsan günde üç kez, Karnını doyuruyor, Ama ruhu gururlandırıp, Övülmek istiyormuş… İnsanların büyük bölümü, Bu övgü sözünü Kullanmakta cimri Davranıyormuş… … Oysa insanın Beşikten mezara Kadar takdirden Etkilendiği kanıtlandı… Bazı kişilerin açlık Ve susuzluk gibi Onurlandırılmaya İhtiyaçları vardır… … Yine takdirden, Etkilenmeyecek İnsanın olmadığı Bilimsel olarak biliniyor… Övülen, onaylanan, Hatta alkışlanan insan Diğerlerinden daha çok Başarılı çalışmalar yapıyor, Daha büyük işlere, İmza atıyor… … Sonuç olarak; Herkesin gururunu Okşamayı ihmal Etmeyin… Çok geçmeden, Toplumsal ilişkileri, Yönetmeyi başaran, Büyük uzman Olabilirsiniz…
Hangi çağda, kültürde, Toplumda, yaşarsan yaşa; Ulaşmayı başardığın her yaşınla, Gurur ve minnet duy, Her fırsatta sahip olduğun, Olanaklarla, kendini aralıksız Olarak ödüllendir… … Hayat isimli bu sahnede Yaşlanabilmeyi en büyük Lütuf, hatta paha biçilemez Bir büyük armağanı say… … Ulaşmayı başardığın Her yaşında bir öncekine göre, Daha sağlıklı, enerji dolu, Neşeli, daima gülümseyen Yüzünle örnek şekilde, Mutlu ve daima güçlü ol, Her yaşını coşkuyla, saygı ve Sevgiyle kucakla… … -Kendimi daima sevdim, -Kendimi seviyorum de, -Ruhum ve bedenimle barışığım, -Yaşamımın ustası oldum, -Yaşadığım her türlü, -Deneyimlerimden unutulmaz, -Büyük dersler aldım, -İnanılmaz büyük başarılara ulaştım, -Bilgeliğimle onur duyuyorum de… … Hayat isimli evrensel Ve ölümsüz öğretmeninin Tüm derslerine sık sıkı sarıl, Onun verdiği yaşattığı, Her şeyi çok iyi öğren, Her deneyimini saygıyla kucakla, Bağrına basarak zevkine var; Bu öğretmene olan öğrenciliğini, Son nefesine ulaşıncaya kadar, Aralıksız olarak sürdür… … Çünkü yüzde yüz bitecek Olan bu sahnede, Yaptığın ve söylediğin, Her şey senin kim, Olduğunu gösterir, Kendi üstünlüğünü Ve somut gerçeğini, Tüm evrene sergilemek için Aklının aydınlığını daima Arttır cesaretini, Sonuna kadar, Kararlı şekilde kullan… … Bunu başarıp Kendine yeterli olduğunda, Her türlü aydınlanma erdemi Sana kendi mucizesini sunacaktır… … Daima her bilgiye, Açık ol çağın getirdiği, Teknolojiye en büyük, Uyum sağla, her aşamasını Sonuna kadar başarılı Biçimde kullan, Hayat isimli bu sahnede, Kendin geliştirebilecek, Yepyeni farklı hobiler oluştur… … Kendini, yaşamı ve evreni, Keşfetmek için Bol kitap oku, Düşünce dünyana Her nefesinde egemen ol, İçinden yeni kendinler çıkartıp, Daha yüksek, en kaliteli, Her zaman insanlara, Örnek olacak bir hayat yaşa… … Unutmaman gerekir ki; Bu bilinçle davrandığında, Her ulaştığın yaşında, Bir öncekine göre, İçindeki sonsuz, Ve daha büyük potansiyelini Keşfedeceksin… … En somut niyetinle, Yaptığın akılcı seçimlerin, Kurduğun hayallerine, Yeni umutlarınla Hiç beklemediğin bir anda Büyük değerlere ulaşacaksın… … Kaç yaşında olursa ol, Hayallerinin ve tutkularının, Peşini bir an bile asla bırakma, Elde etmeyi başardığın, Umutlarını, kurduğun Hayallerini dolu dolu, Yaşamaktan daima kıvanç duy… … Dünya adını verdiğimiz, Bu tiyatro sahnesi içinde yaşadığın, Koşullar ve sıkıntı, Hatta sorunlarının, Boyutları ne kadar olumsuz, Oursa olsun, Her şeye daima yeniden, Başlamaktan asla korkma… Hedeflerine yürürken, Hiçbir yaşında asla, Kararsız davranıp, Geri adım atma… … Beden ve ruhunu sevmemek, Tembellik, çekingenlik, Pısırıklık, küskünlük, Vurdumduymazlık, Boş vermişlik, Daima başarısızlık, Getirir unutma… … Hayat isimli bu mucize Serüvenin sunduğu, Her fırsatı ve şansını, Sonuna kadar, Gururla ve cesaretle kullan… … Her adımında, Her düşüncende, Daima özel ve özgün ol, Kendini öyle hisset, Bu durumunu bu şekilde, Kabul eden akıllı insanlarla Arkadaş ve dost ol… … Kaç yaşına kadar Ulaşırsan ulaş, Kimseye en küçük, Bir sorun oluşturma, Canlarını sıkacak, Morallerini bozacak, Bir sıkıntı verme… … Her yönüyle tiyatro olan, Hayat isimli bu serüvende, Karıncadan da küçük olsa; Toplumun yaşama geçirdiği, Her değere sonuna kadar Saygı duymaya devam et… … Dünya insanlık ailesindeki, Tüm insanları sevgi Ve daima saygıyla kucakla… … İnsanlar arasında, Renk, cins, dil, din, Mezhep, sosyal statü, Ekonomik ve siyasi güç Ayrımını yapanlardan olma… … Hayat isimli mucize eserini, En akılcı şekilde, İnşa ederek, Örnek şekilde tamamlayarak, Yeni gelecek kuşaklara Evrensel yolu gösteren, En bilge insan ol… … Elbette her şeyin sonu Olduğu gibi; Yaşam isimli sahneden, İnme zamanın geldiğinde, Asla üzülme, aksine, Rolünü başarıyla oynadığına, İnanıyorsan bu ayrılık Anından mutlu ol… … Ve hayatının son rolünü, Coşkuyla, sevinçle, Gülümseyerek başarıyla oyna; … Hatta hayat sahnesinden Mutlu şekilde inerken, El sallayarak, İnsanlara örnek Olacak şekilde, Gülümseyerek, Veda etmeyi başar…
Gazeteci;
-Bu büyük ve inanılmaz,
-Başarınızın sırrı nedir?
Ünlü ve kariyer sahibi
Büyük iş adamı;
-İki kelime der…
Gazeteci;
-İki kelime nedir?
İş adamı;
-Doğru kararlar, der…
Gazeteci;
-Doğru kararlar nasıl alınır?
İş adamı;
-Tecrübe der…
Gazeteci;
-Tecrübe nedir?
-İş adamı;
-Yanlış kararlar, der…
…
Bu konuşma da gösteriyor ki;
İnsan istemese bile,
Hayatı boyunca,
Bazen yanlış kararlar verebilir,
İnsan istemese bile,
Farklı ve yanlış yapabilir,
Bazıları bu yanlış kararlarla,
Doğru ve başarılarından
Büyük dersler çıkartarak,
İnanılmaz zirveleri yakalar…
…
Bazıları da hatalı,
Ve yanlışlarının
Altında nefessiz kalır…
Kaderine küser,
Hayata sırtını döner,
İflas eder, yok olur,
Ne kadar büyük başarılara,
İmza atmış olursa olsun,
Hayat sahnesinden bir varmış,
Bir yokmuş gibi silinip atılır,
Bu doğa yasalarının,
Şaşmaz şekilde işleyen kuralıdır…
…
Burada unutulmaması,
Gereken nokta şudur;
Hayat doğrular gibi
Yanlışların da toplamından oluşur,
Ne her zaman tam doğruları
Yaşar insan,
Ne de her zaman yanlışlarına
Kurban olur…
…
Peki, bu durumda ne yapmalı?
Hata mı yaptın?
Yanlış kararlar mı verdin?
Kendine kızma, üzülme,
Kendine sakın kırılma,
Kendine sakın darılma,
Hemen daha güçlü şekilde,
Silkinerek hızla ayağa kalk…
…
İsteyerek ya da istemeden,
Yaptığın hatandan,
Yanlış kararından,
Büyük dersler çıkart,
Yoluna eskisinden
Daha güçlü, bilinçli,
Matematiksel hesaplarınla,
Daha kararlı şekilde,
Çok daha iddialı olarak,
Yoluna devam et…
…
Bazıları yanlış kararlarından
Sonra hayata küserken,
Bu yanlışlarını,
Fırsat bilen akıllı olan,
Bazıları ise kaybettiği yerden
Ayağa kalkıp daha hızlı
Koşmayı başarıp
Zirvelerin yolunu tutar,
Çocukluğundan itibaren,
Umutlarını, kurduğu hayallerini,
Bir bir gerçekleştirebilir…
…
Koşullar ne kadar,
Zorlu olursa olsun,
İnsan hayatında hiçbir şeye
Geç kalmaz…
Kaybettiği yerden daha güçlü
Şekilde ayağa kalkıp,
Koşanlara başarı kendini,
Cömertçe sunar…
…
Çünkü hayatın her anı risktir,
Her insan düşebilir,
Her insan kaybedebilir…
Önemli olan koşullar,
Ne kadar zararına,
Olursa olsun,
Yola devam etmektir…
Kazananlar, zirveye ulaşanlar,
Hiçbir zaman yılmadan,
Küsüp darılmadan,
Kendine ve hayata kırılmadan,
Mücadelesine devam edenlerdir…
…
Çünkü güneş her gün
Yeni bir şeyler değiştirmen için
Senin için doğar,
İsteklerine ulaşman için
Senin için doğar…
…
Düştüğün yerden hemen kalk,
Kendine yetinmeyi bil,
Özünü yeniden değerlendir,
Bilinçaltı evrenini,
Yeniden programla,
Eskisinden daha kararlı,
Eskisinden daha hızlı koş…
…
Mutlu ve başarılı insan
AN da kalabilendir
Çünkü insan,
Arkasına bakarak ilerleyemez…
…
Düştüğüne sevinen
Düşmanların mı var?
Onların seni geçmesine izin ver…
Geçtikleri anda dostun olacaktır…
…
Düştüğüne üzülen dostların mı var?
Onları sen geçtiğinde de,
Kesin düşmanın olacaktır…
Mutluluk nedir?
Bu soruya 8 milyar
İnsan farklı yanıt verir…
…
18 yıldan beri,
TRT Haber Kanalında,
Yayınlanan efsane program
“ÖMÜR DEDİĞİN”E
Mayıs ayı içinde,
Konuk olmuştum…
…
Evimde, merkez parkta,
Taş köprüde 7 saati aşkın
Kayıtlarla hayatımın,
Belgeseli yapılmıştı…
…
7 Mayıs 2023 tarihinde de
Cumartesi saat 21: 00 de
Programım yayınlandı…
…
Hayatını adadığı mesleğini,
Sevgiyle, sevdayla ve aşkla,
Yapan Zeliha İlhan Doymuş,
Hanımefendinin mutluluk,
Yönelttiği sorusuna yanıtım
Şöyle olmuştu;
…
1-İnsanın mutlu olması için
Yaptığı işine hayatını adamalı…
2-Geride kalan hayatına baktığında,
Pişmanlık duymamalı…
3-Bilinçaltı olan düşünce evrenini,
Kusursuz şekilde yönetebilmeli;
4-Daha da önemlisi beden
Ve ruhuyla barışık olmalı…
…
“ÖMÜR DEDİĞİN” programımda,
Dün söylediklerime bu gün
Daha da çok inanıyor,
Daha çok değer veriyor,
Tamamen evrensel olan,
Bu düşüncelerim her insan
İçin geçerli olduğuna da inanıyorum…
…
Çünkü ben hayatım boyunca
Gazetecilikten başka,
Hiçbir meslek düşünmedim,
Başka hiçbir meslek yapmadım
Mezara kadar varlığımı adadığım
Medya görevimi, severek,
Sevdayla aşkla,
Her anını sevinç ve coşkuyla
Yaptım yapıyorum…
…
Günümüzde akıllı insanlarca,
Mutlulukla ilgili
Olarak uygulanan,
En son akım ise hayatımın,
Ayrılmaz bir parçası oldu,
Mutluluğuma yenilerini kattı…
…
Uygulama şöyle yapılıyor;
-HER GÜN KENDİNE
BİR SAAT AYIR…
Canın ne istiyorsa onu yap…
Ben zaten tüm zamanımı
Tamamen mesleğime adadım,
Tüm zamanımı kendime,
Adadım ve böyle yaşıyorum
Yukarıdaki bu düşünce,
Karakterimi tam anlatıyor…
…
Kendime ayırdığım,
Bir saatlik bu özel ve de güzel,
Zamanımda şöyle yapıyorum,
Bazen telefonumu evimde,
Bırakıp arkama bakmadan
Dışarı çıkıyorum…
…
Canım ne istiyorsa,
Nereye gitmek istiyorsam,
Ne yapmak istiyorsam,
Ne yemek istiyorsam,
Neye ihtiyacım varsa,
Hemen ona yöneliyorum…
…
Bazen şehir içi otobüslerle
Uzun seyahatler yapıyorum…
Çok uzun yürüyüşler yapıyorum,
Bazen AVM’ lerdeki,
Ünlü kitapçıları dolaşıp,
En son yayınlanan eserleri
Satın alıyorum…
…
Ya da uzun bir süre bankta oturup,
Zaman isimli nehirde,
Bir yandan bir yana,
Hızla akıp giden zamanla
Durmadan hareket eden,
Her türlü araçları izliyorum,
Gelip geçen yürüyen,
Koşan insanların beden dilini okuyorum,
Onların yürüyüş şekilleri,
Attıkları adımları,
Karşılaştıkları diğer insanlarla
Olan iletişimlerinden düşüncelerini,
Anlamaya çalışıyorum…
…
Arada bir kendimi ödüllendiriyor,
Dondurma alıyorum,
Ya da bisikletimle dolaşıyorum,
Her ne yaparsam yapayım,
Kendimle baş başa kalmamın,
Tadını doyasıya çıkartıyorum…
…
Kendime ayırdığı en özgür zaman
Dilimim bazen yarım günü buluyor,
Bazen 30 dakikadan az olabiliyor,
Kendimle baş başa kalmak,
Kendimden dışarı çıkmak,
Beni inanılmaz rahatlatıyor,
İnanılmaz şekilde mutlu ediyor…
…
Bu zaman dilimlerinde,
Arada ıslık çalıyorum,
Bazen çok eski güzel şarkı,
Türkü, pop müzik ne gelirse
Aklıma onları mırıldanıyorum…
…
Yani en mutlu olup,
Yazdıklarıma daha evrensel,
Daha özgün boyutlar,
Seçkinlik ve üstünlük kazandırmak
İçin kendimi aralıksız
Aralıksız gözlüyorum,
Ödüllendiriyorum,
Eğlendiriyorum,
Ama disiplinli şekilde,
Okuma, düşünme, yorumlama,
Yazma ve üretime
Devam ediyorum…
…
Hayatımı adadığım medya,
Mensupluğumun gereği olan,
Bu çalışmalarıma beden
Ve ruh sağlığım yerindeyken,
Birbirinden farklı çok sayıda,
Ürünler ortaya çıkartmaya,
Aralıksız devam ediyorum…
…
Bu arada küçük bir not şöyle;
Google amcaya,
ÖMÜR DEDİĞİN 307 yazarsanız,
TRT HABER KANALINDA YAYINLANAN
Belgeselime de göz atabilirsiniz…
Kediniz var mı?
Kedileri seviyor musunuz?
Evinizde kedi besliyor musunuz?
Peki, bu güzel canlıyı,
Ne kadar tanıyorsunuz?
Yarı ehlileştirildiği iddia ediliyor…
…
Yapılan araştırmalara göre;
Onunla ilgili bir takım,
Saptamalar şöyle;
Kedi kısmı filozoftur…
Kimseye karşı derin,
Bir bağlılığı yoktur…
Kimsenin esiri olmaz…
Gittiği zaman da geri dönmez..
Bu da irade sahibi olduğunu gösterir…
…
Kedi sabrın temsilcisidir…
Köpekler gibi çağrıldığında gelmezler…
Egoya değil ruha hitap ederler…
…
Bir kediye
-PİSİPİSİ diye seslendiğinizde
Bakar…
…
Kediler insan vücudunda
Rahatsız olan bölgeyi hisseder oraya
Masaj yapar…
Kediler şifacıdır…
…
Kediler evin ruhsal bekçileridir…
Eve giren her varlığı görürler…
Negatif varlık ise evden kovmaya
Çalışır…
…
Bazı kediler depremi önceden
Hissedip yeri birkaç kez eşeledikleri,
Gözlemlenmiştir…
Barıları ise hırçınlaşıp bir yerlere saklanır..
…
Kediler pozitif ve negatif insanları da hisseder,
Hiç tanımadıkları halde pozitif birisini görünce,
Yanlarına gidip kendilerini sevdirirler…
…
Kediler dünyadaki yaşam enerjisi olarak
Kabul edilir…
…
Kediler gerek tuvaletlerini yapıp
Üstünü kapattıkları için,
Gerekse tüylerini sürekli yaladıkları
İçin en temiz hayvan olarak bilinir…
…
Dünyada tüm hayvanlar insanlara hizmet için ya da besin olarak kullanılır…
Fakat sadece kedilere insanlar karşılıksız
Hizmet eder…
…
Birçok filozof, sanatçı ve
Liderin kedisi olmuştur…
…
Dünyada en güzel yüzlü canlı kedi olarak
Kabul edilir…
…
Kediler katkılı zararlı gıdaları yemez…
Kedinin yemediği bir besini siz de yemeyin,
Et ve süt ürünleri gibi…
…
Kediler dokuz canlı olduğu
İnancı onların ölümsüz olduğuna
Sebep olmuştur…
…
Antik mısırda kediler kutsal
Kabul edilirdi, kazayla bile olsa,
Bir kedi öldürmenin cezası ölümdü…
Hatta ölen kedilerin mumlayıp o şekilde
Mezara gömülürdü…
…
Ölümsüz olmasalar bile oldukça
Dayanıklı varlıklardır…
Bir yerden bırakılsa bile
Dört ayaküstüne düştükleri için özel
Yaratılmış oldukları kabul edilir…
…
Günümüzde kedi ve köpekler,
İnsanların en yakın canları oldu…
Bazıları kişi köpekleri, kedileri,
Hayatının ayrılmaz bir parçası
Olarak görüyor, ömürlerinin
Bir bölümü onlarla paylaşıyor…
…
-İNSANLARI TANIDIKÇA
KÖPEKLERİ DAHA ÇOK
SEVMEYE BAŞLADIM demişti,
Bir filozof…
Kediler içinde aynı özdeyiş geçerli
Olmalı…
…
Bu canlar bize sevgilerini
Sınırsızca veriyorlar,
Kendilerini sevdirmek için
Her türlü yeteneklerini
Hiçbir karşılık beklemeden
Sunuyorlar…
…
Unutulmaması gereken şu;
Dünya isimli bu gezegen,
200 milyon tür olduğu kabul
Edilen canlıların da evidir…
Onlarla birlikte yaşamaya,
Hayatlarını kolaylaştırmaya
Çalışmak uygarlık göstergesidir…