YEREL DEMOKRASİ BAHARI: II YA DA ‘MARTIN SONU BAHAR’

İlk Yayın : 23 Mart 2022 – Son Güncelleme 20 Ağustos 2022, 14:25

Mart 2022 ayının içindeyiz.

*31 MART 2019 tarihinden öncesini lütfen hatırlayın.

**Hemen sonrasında yaşananları da ne çabuk unuttuk.

***Bu yılın MART ayında ise yaşanılanlara süreğen ilgisizliğe pes doğrusu.

MART 2019 YEREL SEÇİMLER

Tek adam rejiminin uygulamaları, kendinden emin olma hali içinde, son seçimle yerel iktidarı da ele geçirerek, kendi hükümranlığını ilan etmeye hazırlanıyordu.

Ama şimdiye kadar uygulamaları ve iktidarın gücüyle her türlü antidemokratik dayatmaları sahneleyen iktidar, bu sefer halkın direnciyle amacına ulaşamayarak, hayal kırıklığı yaşayacaktı.

Bu aşamaya nasıl gelindiğini de hatırlatalım.

Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri, 7 Haziran 2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi 25. Dönemi’nin 550 yeni üyesini belirlemek için yapılan genel seçimlerdir. Seçim, Türkiye Cumhuriyeti siyasi Tarihi’nin 24. genel seçimleridir.

Seçim sonuçlarına göre, hiçbir siyasi parti tek başına iktidar olabilmek için gerekli olan 276 sandalye sayısına ulaşamadı.

Yurt dışı seçim sonuçları

2002 yılından beri iktidarda olan AK Parti çoğunluğun kaybetti fakat %40,9 oy oranı ve 258 sandalye sayısı ile seçimlerden birinci parti olarak çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oyların %25’i ile 132 sandalye elde etti ve ikinci parti oldu fakat oy oranı ile milletvekili sayısı 2011 genel seçimlerine göre düştü. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oyların %16,3’si ile 80 milletvekili kazandı ve oy oranını bir önceki seçimlere göre %3,28 oranında, milletvekili sayısını ise 27 artırdı. Seçimlere ilk kez katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) %10 seçim barajını geçerek, aldığı %13,1 oy oranı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 80 milletvekili ile temsil edilmeye hak kazandı.

Bu şartlarda Davutoğlu hükümet kurma çalışmalarını yürüttü ancak hükümeti kuramayınca CHP’ye verilmesi gereken hükümet kurma görevi verilmedi. İlginç uygulamalarla MHP’den istifa eden Tuğrul Türkeş ile dışardan alınan bakanların kurduğu hükümet zamanında erken seçim kararı alındı.

7 Haziran seçimlerinden sonra adeta ‘kâbus dolu’ beş ay yaşayan Türkiye, 1 Kasım 2015’te yeniden sandık başında gitti. Kurguladığı sistemle AKP, yüzde 49,5 oy ve 317 milletvekili ile sandıktan tek başına iktidar olarak çıktı. HDP ise seçim barajını kıl payı aştı ve yüzde 10,7 oy aldı. CHP oylarını yüzde 25,3’e çıkarırken, MHP’nin oyları yüzde 11,9’a geriledi. AKP’nin tekrar tek başına iktidara geldiği 1 Kasım seçimlerinden yaklaşık altı ay sonra, Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebi üzerine başbakanlık ve parti genel başkanlığı görevlerinden istifa etti.

Böylece kaybettiği genel seçimlerde muhalefetin hükümet kurma çalışmalarını ortadan kaldırmış ve bombaların patlaması sonucu taşeron DEAŞ terörü canlı bombalar ve dökülen kanlardan sonra yinelen seçimle bütün yasadışı uygulama, baskı ve hilelerle demokrasiye yakışmayacak garip gelişmeler yaşandı. Bir önceki Türkiye genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimi, 24 Haziran 2018’de gerçekleşti. 2017 Anayasa değişiklik referandumu sonucu tartışmalı bir şekilde kabul edilen başkanlık sistemi, bu seçim ile beraber yürürlüğe girdi. 9 Temmuz 2018’de parlamento sistemine dayanan başbakanlık makamı kaldırıldı.

Son başbakan Binali Yıldırım, 12 Temmuz 2018’de yeni dönemin TBMM Başkanı seçildi. AK Parti, 2018 genel seçimleri sonucu TBMM’deki salt çoğunluğunu kaybetti ve bunun sonucunda mecliste ittifak ortakları olan MHP ve BBP’nin desteğine ihtiyaç duydu. Cumhur İttifakı’ndan AKP ve MHP mecliste siyasi parti grubu kurabildi. Millet İttifakı’ndan CHP ve İYİ Parti mecliste siyasi parti grubu kurabildi. Siyasi parti grubu bulunup herhangi bir ittifakın üyesi olmayan tek parti ise HDP oldu.

Yine seçimi kaybeden ama iktidardan vazgeçmeyen bir hükümet kurulmuştu.

**31 MART SEÇİMLERİ SONRASI

Yerel seçimlerde edindiği bu tecrübeleri YSK Ve Yargı sistemiyle seçimlerden önce mühürsüz oy pusulaları başkan adayının Milletvekilliği ve bakanlığının devam etmesi sürdürüldü. Devletin bütün gücünü kullanma avantajlarına rağmen başta İstanbul olmak üzere toplam 11 BÜYÜKŞEHİRDE yerel seçimleri kaybetti. HDP’nin de kazandığı Büyükşehirler de eklenince muhalefettin kazandığı seçim her şeyi değiştirdi. Tarihte az görülecek başarılı bir sonuç alan muhalefet iktidara hiç unutamayacağı bir darbe indirdi. Halkın büyükşehirlerde ki desteği MİLLET İTİFAKI ile adeta bütün Demokratik dünyaya örnek olacak ve demokrasi dersi armağan etti.

Bu unutulacak bir başarı değildir.

Bunun neden unutulmamasını ve başarının da küçümsenmemesinin gerekliliğini bir soruyla netliğe kavuşturalım.

Eğer bu seçimi CUMHUR İTİFAKI kazanmış olsaydı bu günlerde neyi konuşuyor olacaktık?

Sadece bunu aklınıza getirin derim.

Ayrıca İstanbul da yapılan itirazlar seçimin iptali; ama bütün ilçelerde değil, daha fazla oy alacakları düşünülen ilçelerde tekrar sandığa gitme hüllesine rağmen alınan muhteşem sonuç, halkın bir kez daha kararlı ve daha şiddetli bir darbe ile hesaplar içinde olan ve hesabı bozulan iktidarı serseme çevirdi.

*Seçimleri iptal etme çığlıkları.

*Kayyum atamaları

*Hizmet çalışmalarını aksatma

*Projelerin hayata geçirilmesini engelleme

*Süren teftişler kredilerin onaylanmaması

Vs. Vb. onlarca sebebin bu gün bile sürmekte olmasından anlaşılan nedir sizce?

***İÇİNDE OLDUĞUMUZ MART 2022 BİRLİĞİN, BAŞARI VE AZMİDİR.

Yukarıda anlatıyım süreçte Mersin Büyükşehir Belediyesi Başta olmak üzere bütün muhalefetin kazandığı belediye seçimleri ülkemiz için bir şanstır. Bu içinde bulunduğumuz her türlü zorluk ve bu zorluklardan kurtulmanın en önemli kazanımıdır. Bu kazanıma sahip çıkılması halinde şimdiye kadar kaybettiğimiz çağdaş demokratik laik hukuk devletine ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme tekrar kavuşma şansı yakalanacaktır. Eğer bunu anlamaz bunun önemini bilerek çalışmaz rehavete kapılır sorunların çözümünü başkasından beklersek tarih boyunca buna sebep olanlar olarak hatırlanacağız. Sorumlu olduğumuz ülkemiz ve gelecek nesillere sonucu hiçte aydınlık olmayan bir ülke bırakmanın ayıbıyla yaşamak zorunda kalacağımızı unutmayalım.

Onun için bu MART ayında demokrasi kazanımlarının önünü açan ve umut veren 31 MART 2019 seçimlerinin yıldönümünde, yerel iktidarların başarılarını tüm halkımıza haklı onur kazandıran umut veren bu dönemi bir coşkuya dönüştürelim. Yerel iktidarların kazanımları ve demokrasi için etkinlik ve çalışmaları hızlandıralım diyorum.

Düşünün bütün başarısızlıkları yolsuzlukları algılarla bayram kutlamalarına dönüştüren CUMHUR İTİFAKI bu başarıyı elde etse neler yapardı?

Bizim Yerel Yöneticiler ve demokrasiyi tekrar tesis etmeye çalışan MİLLET İTİFAKI ile diğer Muhalefet güçlerinin çalışmaları bunu hak etmiyorlar mı?

Yalnız mı bırakılmaları lazım?

Bir düşünelim bakalım.

Bence çağdaş, demokratik ve yaşanılır bir ülke için Aydınlatalım her yeri.

Kalın sağlıcakla.

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu