YEREL DEMOKRASİ BAHARI: 1 YA DA ‘MARTIN SONU BAHAR’

İlk Yayın : 21 Mart 2022 – Son Güncelleme 20 Ağustos 2022, 14:25

GİRİŞ:
‘Çok uzun süren ümitsizliğin ve yeni kurulan tek adam rejiminin sorunlarından 31 MART 2019 Yerel Seçimlerinde muhalefetin başarılı çıkması her şeyi değiştirdi. Bu seçimden sonra halkın demokratik, laik, insan haklarına dayalı güçlendirilmiş parlamenter hukuk devletine yeniden dönülmesinin savunulması çağdaş ve medeniyet açısından çok önemli bir başlangıca neden oldu. Şimdide Millet İttifakı ve başka oluşumlar artık bu işlemeyen ve ülkemizin idaresi başta olmak üzere tüm olumlu geleceğini çıkmaza sokan tek adam yerine çoğulcu yönetime yatkın modelini tartışıyor. Başta Mersin Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, 11 Büyükşehirde deneyimleyerek PANDEMİ’ye rağmen tüm engelleri tuzla buz edip halkın hizmetlerinde herkesi şaşırtan başarılarla bu güne gelindi. Ama ne garip ki bunu Millet İttifakı bile ya göremiyor ya da yeterince anlatamıyor. Hâlbuki bu belediyelerin bırakın hizmeti, engellere baskılara ve yıpratmalara rağmen bugüne gelmesi bir mucizedir. Buna dikkat çekmek için de önce ‘çuvaldızı kendimize iğneyi başkasına batıracak’ bir anlayışla bir yazı dizisi sunuyorum. Ama bu yazı dizisi umut veren yerel seçimler ile bu seçimlerden sonra demokrasinin önemini bir kez daha gösteren Halkın belediyeleri ve seçilmişlerine dikkati çekmekten uzak durmayacağız. Kayyum atamaları ve halkın seçimine darbe indiren anlayışa da şiddetle karşı çıktığımızı belirtiyoruz.’

ÖDENEKSİZ SANAT VE SANATÇI RUHU
Günümüzün en büyük sorunu insanın yaşama zorluğudur.
Bu zorluğun getirdiği sorunlar ve zorunluluklar var.
İnsanların yaşama imkânı olmadığı durumlar, insanların da diğer canlılardan hayvanlara en yakın tepkiler gösterdiği zamanlardır.
Yaşama koşuların düzelme ve zenginleşmesi insanların aklını ve ruhunu daha iyi kullanabileceği aşamalara yükselmesi demektir.
İşte bu sebepten ülkemizin içinde bulunduğu koşullar ve yönetenlerin getirdiği durum yaşamın tüm şartlarını zorlaştırmış ve çekilmez hale getirmiştir.
Bu şartlardan dolayı insanın önce karnını doyurması gerekir.
Üstünü başını sıcak tutması giyinmesi ve barınması gerekir.
Daha sonrası başını kaldırır etrafına bakar.
Tok olduğu süre kadar, koşuların sağladığı şartlara bakarak giyim hava koşuları ve barındığı yerin güvencesi bu güvencenin devamlılığı kadar başka insani konulara zaman ayırır.
Dışarı çıkar sohbet eder gezer yer içer hâl hatır sorar ve sosyal ihtiyaçları giderme çabası gösterir.
İmkânlarıbiraz daha iyiyse türkü söyler düğün derneğe gider sinemaya takılır tiyatro salonunda yerini alır.
Ama bütün bunları yapabilmesi öncelikle durumunun müsait olmasına bağlı.
Bu yokluk yoksulluk ve imkânsızlığın yaratığı koşuların getirdiği sonuçlar insanın da bu ihtiyaçlarının bırakın yerine getirilmesini hissedilmesi bile lüks sayılır olmuştur.
Bu konularda sorunlar sebepler sonuçlar ve gelecekte yol açacağı tahribat ve kayıplara yer ayırmak ve almak üzere şimdilik bu konudan başka asıl anlatmak istediğim konuya devam etmek istiyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Sanatın ve sanatçının her etkinliği ve bu etkinliğin toplumda karşılık bulması çok olumludur. Bunun her çeşidine canı gönülden destekliyor ve yaygınlaşması içinde elimden geleni yapıyor ve yapmaya devam edeceğim. Çünkü sanatın yapılacağı her alan ve koşul karanlık ve karamsarlığa karşı kararlılık ve insani değerlerin bilime doğru arayışların devamına olanak sağlayacaktır.
Bu düşünceyle sanatın bir kırıntısı sanatçının bir nefeslik varlığı bile kıymetlidir. Sahip çıkılmalı korunmalı ve o konumundan daha iyi bir konuma gelmesi için çaba sarf edilmelidir.
Gelelim günümüzdeki açılan makasa ve bu makasın orantısız ve eşit olmayan imtiyazlarına.
Halkın imkânsızlıklarına, yaşadığı coğrafik yerlere ile sahip olduğu kültürel konuma bakıldığında istediği ile buluşmayan geniş bir halk kitlesinin mecburiyetten yer almak zorunda kaldığı etkinlikler var. Köyde, varoşlarda, tarla, maden ve fabrikalarda olanların dinlemek istediği türkü ise radyo TV ile konser alanlarında ise RAP POP veya FANTAZİ müzik yer almaktadır.
Bunun tersi de söz konusudur. Onun için sanat ve sanatçını hedef kitleleri ile hedef kitlenin sanat ve sanatçıları aynı değildir.
Seyirlik oyunların tiyatronun bale ve operanın da çağdaş sanat ve kültür faaliyetleri arasında yer alması kaçınılmaz olduğu gibi halkın da bunları izleyebilmesi için gerekli koşuların yaratılması ve eğitilmesi de çok önemlidir.
Bir sonraki yazılarımızda bunlardan bahsedeceğiz.
Kalın Sağlıcakla.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu