TÜRKİYE’NİN EĞİTİM ÇIKMAZI!

BELKIZ YAYLA

İlk Yayın : 18 Şubat 2022 – Son Güncelleme 18 Şubat 2022, 12:09

Eğitim sisteminin bu kadar değişikliğe uğradığı kaç ülke var? Bu soru bugünlerde herkesin kafasını kurcalıyor. Yapılan bu değişikler eğitim kalitesini artırmaya yönelik mi? Yoksa başka amaçlar mı var? Bilinmez; ancak netice çok vahim gözüküyor.

Genç nüfusun bu kadar yoğun olduğu ülkemizde elbette öğrenci sayısı da çok fazla. Milyonlarca öğrenciyi ve veliyi ilgilendiren bu karalar alınırken neler göz önünde bulunduruluyor? Yanıtsız kalan sorulardan başka bir şey yok elde.

İlkokulda başlayan eğitim süreci ortaokul, lise ve üniversiteye kadar devam etmekte. Eğitimin bir yarışa ve rekabete dönüştürülmesi kaliteyi artırabilir. Ancak çocukluğunu yaşayamayan gelecek bir nesil inşa ettiriliyor. Her yıl eğitim sisteminin değiştirilmesi ise işin cabasıdır. Sınavlar, stresler, psikolojik yorgunluklar, verilen zamanlar ve harcanan maddiyatların haddi hesabı kalmadı.

Devlet okullarını okuyan öğrencilerin ayrıca özel eğitim kurslarına ihtiyaç duyması da eğitim kalitesine yönelik çelişkileri de arttırmakta. Sınavlardan başarı elde edilmesinin özel kurslarla anca sağlanabilmesi de ayrı bir sorun teşkil etmekte.

Son yapılan değişiklikle üniversite sınavlarında baraj puanlarının kaldırılması artık herkesi şaşırttı. Çok fazla sayıda açılan üniversitelerin, istihdamı olmayan bölümleri bulunmakta. Bu bölümler her sene boş kontenjanlarla dolu. Belki de amaç bu kontenjanları doldurmak. Peki ya diplomalı işsizler ordusuna ne yapılacak? Bu kadar üniversite mezunu cebinde harçlığı dahi olmadan heba oluyorken, bütün bunlar kasiyerlik mesleği için mi? İstihdam yaratılamayan genç işsizleri üniversiteli yapmak neyin rekabetini arttırıyor. Geçen sene düşürülen baraj puanları ile binlerce öğrenci çok düşük puanlarla üniversiteli oldu. Sırf üniversite okumak adına istenmeyen bölümleri zorla öğrencilerimiz tercih etmekte. Üstelik işsiz kalacaklarını bildikleri halde.

Sanırım işsizlik sayısını düşürmek için bu baraj puanları kaldırıldı. Öğrenciler işsizler ordusuna dahil edilmiyor. Ne oluyor peki? İşsizlik 4 sene daha erteleniyor. Sadece bu kadarı değil tabi ki. 4 yıl boyunca verilen emekler, boşa harcanan maddi olanaklar ve ertelenmiş hayaller kalacak elimizde. Üniversiteli olmanın sıradanlaştığı bir zaman dilimi. Araştırmanın, bilginin önemsizleştiği bu dönemde yetişen gençler, ülkenin geleceği için ne yapabilecek?

Bireyin, toplumun, kurumların niteliksiz elemanlarla dolu olacağı bir yarının inşası bu. Bırakalım da gençlerimiz istemediği bir hayatı yaşamasınlar. Teknik bilgi gerektiren mesleklere ilgisi olanları üniversiteli yapmak yerine onları bu konularda eğitelim. Bırakalım da bu pırıl pırıl çocuklarımız başka mesleklerde çok daha iyi yerlere gelsinler. Üniversiteli olup cebinde harçlığı dahi olmayan bireyler olacaklarına kendi işlerinin erbabı olan iş insanları olsunlar.

Yapboz tahtasına dönüşen eğitim sistemini anlamak hepimiz için güçleşti. Sınav dönemlerinde veliler de öğrenciler kadar stresli olmakta. Bu kadar emeğin boşa gitmesi, ailelerin çocuklarının gelecekleri için bu kadar kaygı duyması hiç adil değil. Okuyanlar ve gerçekten başarılı olanlar zaten yurt dışına gitmek istiyor artık. İstihdam yaratılmadığı için elbette. Beyin göçünün bu kadar fazla olması hepimiz için kayıptan başka bir şey değil. Kaybettiğimiz her çocuğumuz geleceğimize vurulan bir darbe. Sahip çıkmalıyız çocuklarımıza, gençlerimize, genç beyinlere, bilgiye, eğitime ve geleceğimize… Yarınlarımızın umut dolu olmasını sadece dileyebilmek ne acı… Kendinize iyi bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu