MUHAYER ORTAM VE YENİDEN SEÇİM

İlk Yayın : 31 Mayıs 2023 – Son Güncelleme 31 Mayıs 2023, 11:00

Daha önceki yazılarımda ‘14 Mayıs ya da 28 Mayıs 2023 seçimleri, bir sonraki seçimin alt yapısını oluşturmak için’ yapılacak stratejik bir seçim olduğunu belirtmiştim.

Ardında da 2. bir seçimle ancak başkan olan kişinin çalışmalarına uygun bir ortam yaratabilecektir düşüncesini savunmuştum.

Bunun ne anlama geldiğinin ipuçlarını vermiştim.

Ancak seçimden önce ayrıntılara girmenin okuyucunun kafasını karıştıracağını ve zamanı olmadığını düşünmüştüm.

Daha çok seçime odaklanmayı ve muhalefetin iktidardaki ‘tek adam rejimine’, karşı savundukları ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin’ oluşum ve önemini anlatan destek veren fikirler ileri sürmüştüm.

Şimdi artık başlıkta yer alan ‘MUHAYER ORTAM VE YENİDEN SEÇİM’ ile neyi anlatmak istediğimizi işleyelim.

Referandumdan sonra kurulan ucube sistemin adı başkanlık sistemi, yönetim biçimi de tek adama dayalı şahsım rejimidir.

Yasama, Yürütme ve Yargı bağımsızlığının tek elde toplandığı ve birbirini kontrol edememesinden kaynaklanan bu sistemin demokrasiden uzaklaşarak monarşist bir tek adam rejimine ve şahsın yetkilerine dönüşmesine neden olmuştur.

Üstelik halkın yapacağı bu seçimle hem parlamentoda görev alacak 600 milletvekili ile Cumhurbaşkanı seçimi aynı gün 2 ayrı sandıkta yapılacak ve seçmenlerin oylarıyla belirlenecektir.

Buraya kadar her şey normal gibi gelebilir. Ancak asıl tehlike Cumhurbaşkanı için adaylardan birinin ilk turda en az yüzde 50 + 1 oy alması gerekiyor. Bunu bir adayın almaması halinde en çok oy alan 2 aday 15 gün sonra yapılacak 2.turla fazla oy alan kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesi ile sonuçlanacaktır.

Parlamentoda görev yapacak olanlar ilk turda yapılan seçimlerle belirlenmiş olmaktadır.

Ancak Cumhurbaşkanı ilk turda adaylardan birinin yüzde 50+1 oy almaması halinde 2. tura kalıyor.

Bunun birçok sakıncası var. Örneğin ilk turda alınan oyların gücü ilk turda Cumhurbaşkanın seçilmesi halinde kısmen seçim sonuçlarının siyasi tercihleri aynı doğrultuda oluyor. Parlamento seçilen Cumhurbaşkanın siyasi düşünceleriyle uyumlu sonuçlanıyor.

Ancak ilk turda Cumhurbaşkanın seçilmemesi halinde bu sefer 2. turda parlamento oluşumuna göre Cumhurbaşkanın da kendi yapısına göre seçilmesine uygun siyasi psikolojik ve sosyal baskıyla sonuçları etkiliyor.

Neyse biz ilk turda Cumhurbaşkanının yüzde 50+1 oy ile ya da 2. turda çoğunluğu almak isteyen 2 adayın her biri seçimi kazanması halinde izleyeceği yolu kurgu ve farzı misal olarak anlatalım.

29 MAYIS 2023 Günü:

Ekonomik durum, siyasi durum, sosyal yaşam, sağlık, iç güvenlik, dış güvenlik, Yasama Yürütme ve Yargı’nın tek elde olması. Oto kontrol sisteminin çalışmamasından kaynaklanan Yargıtay, Danıştay Sayıştay ve örtülü ödenek ile bütçenin hesap vermeyen şeffaf sistemden uzaklaşması. Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ortadan kalkması ve dış sermayenin kaçması yatırımın durması. Ülkenin içinde bulunduğu baskı yokluk, yolsuzluk, yasakların artması. Hak hukuk ve adaletin çalışamaz duruma gelmesi. Basın ve haber hakkının ortadan kaldırılması. Özgürlüğün, liyakatin olmadığı parti devletine dönüşen tüm yetkilerin sınırsız tek adama bağlanması için oluşan Cumhurbaşkanlık tek adam hükümeti ve rejimi iktidarı mevcuttur.

Bu koşullarda seçimden önce oluşan ittifaklardan seçime girenlerin ve seçimden sonra 2.tura kalma ihtimaline karşı bir kurgu ile durum hedef ve sonuçları ne olacaktır ona bakalım.

Bir şeye daha dikkat çekelim her iki ittifak seçimi kazanması halinde uzun vadeli demokratik çağdaş parlamentolarda görülen Yasama Yürütme ve Yargı’nın kesintisiz seçime kadar sürecek bir aday listesini oluşturarak hizmet etmeyi düşünmediklerini gördük. Tam tersi bir savaşa hazırlanır gibi seçimi kazanabilecek stratejik adayların yine stratejik parti ve ittifaklarla yıllardır savundukları bütün ilke ve konumları dışında bir araya geldiklerini söylemeliyiz.

Neden böyle oldu ve ne olacak?

Şimdi de iki ittifakın adayları ve izleyecekleri yolu takip edelim.

MİLLET İTTİFAKI veya CUMHUR İTTİFAKI

Seçimi kazandıktan sonra sadece isimleri farklı olacaktı. Cumhurbaşkanı Yönetim Sistemine göre tek adam rejiminde sahip olunan bütün güç ve imkânlara sahip olacak ve Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine Göre uygun bulduğu ‘kendine göre’ en doğru ve çalışkan liyakat sahibi olanlardan bir Bakanlar Kurulu oluşturacak ve yemin ederek göreve başlayacaklardı. Yasama ve Yargı’dan neredeyse bağımsız sadece Cumhurbaşkanı olan KILIÇDAROĞLU VEYA ERDOĞAN tarafından verilen görev ve yetkilerle bakan statü ve yetkilerle çalışacaklar. Cumhurbaşkanı başta örtülü ödenek olmak üzere bütün istihbarat, ordu, milli güvenlik, yargı ve yasamanın da şekillenmesinde en güçlü yaptırım görevden alma ya da görevlendirme gücü ve kararnameler alabilecek ve yürürlüğe koyabilecektir.

Yani seçimden önce Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sisteminde ki bütün gücü ve uygulamaları yapma ve uygulama kudretine sahip olan bir makama SEÇİMDEN SONRA kim kazanırsa KILIÇDAROĞLU veya ERDOĞAN fark etmeyecek aynı sistemde güce kudrete ve yönetme haklarına sahip olacaktı.

TBMM’de parlamentoda partilerin veya ittifakların oluşumundan seçilen 600 milletvekili parti liderlerinin veya ittifakın istekleri doğrultusunda davranan, ona göre el kaldıran, karşı çıkan, bütçe hazırlayan ve buna uygun yasa hazırlamak üzere komisyon ve kurular oluşturan niteliklere göre adaylar gösterilmiş ve parti lider ve ittifakların isteği doğrultusunda seçilenlerden oluşmuştur. Cumhurbaşkanı ve tek adamın buyruklarına göre çalışan vekiller ona göre görev yapacaklardır.

SEÇİMDEN SONRA İSE ittifakların aynı güçle sahip oldukları imkânları farklı amaçlar için kullanacaklardır. İşte ülkemizin geleceğini belirleyen tercihler ve hizmet çalışmaları hayati derecede değişecek bir yapılanmayı beraberinde getirecektir.

Şimdide onlara bakalım.

1.MİLLET İTTİFAKI ve LİDERİ KILIÇDAROĞLU: Yukarıda bahsedilen ve tek adam rejiminde uygun görülen partili Cumhurbaşkanı sistemi ile sağlanmış bütün gücü aşamalı olarak kuracağı,

Bakanlar Kurulu ile bir taraftan devleti yönetecektir. Ulusal ve uluslararası bütün görevleri yapacak ve taahhüt ile idare edilmesi gereken yükümlülüklerin başında olacaktır.

Diğer taraftan parlamentoda hükümetin başı ve devletin temsilcisi ile partisinin arasındaki dengeleri tarafsızca oluşacak komisyon kurul ve yasama görevlerinin özgürce yapılmasının önünü açacaktır. Kürsü dokunulmazlığı ve özgürce milletin hakkını savunan temsilcilerinin kanun çıkarmasının şartlarını sağlayacaktır. Partiler yasası soru gensoru ve oylamaların özgürce TBMM’nin yürütme kanun kurul ve teamüllerine uygun çalışımlarının tekrar önü açılacaktır

Anayasa Mahkemesi’nin denetiminde, Danıştay, Sayıştay, Yargıtay Savcılık ve Avukatlık hizmetleriyle hukukun üstünlüğü sağlanacaktır. Laik ve demokratik hukuk devleti doğrultusunda tekrar parlamenter sisteme geçecek olan bütün hazırlıkları tamamlanacaktır. Daha birçok çalışmadan sonra en uygun zamanda baraj sistemi düşürülmüş temsiliyeti en geniş olan herkesin haklarının eşit olacağı bir seçim yasası ile seçime hazır hale gelinecektir. Tek adam rejimi yerine tekrar parlamentonun oluşacağı seçimle seçilerek yeni bir döneme girilecektir.

YENİDEN SEÇİM VE PARLAMENTER SEÇİM SONUÇLARINDAN sonra kazanan milletvekilleri sayısına göre yemin ederek mazbatalarını aldıktan sonra Parlamentonun en yaşlı üyesinin başkanlığında toplanarak yemin edecekler. Daha sonra parti gurupları ve komisyon seçimleri yapılacak. Parlamentoda Meclis Başkanı ve yardımcıları partilerin dağılımın göre belirlenecek. En fazla vekil Çıkaran Partiye Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevi verecek. Görevi alan Parti Başkanı Hükümeti Kuracak. Cumhurbaşkanlığı Bakanlar Kurulu ve hükümeti istifa ederek yeni seçilen hükümete görevi devredecekler. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile seçilmiş olan partili cumhurbaşkanı ve hükümetin başkanı olan tek adam sisteminin temsilcisi istifa edecektir. Daha sonra yeni kurulacak parlamentoda yapılacak seçimle Çağdaş demokratik insan haklarına dayalı din dil mezhep cinsiyet zümre gözetmeden laik hukuk devletine bağlı tarafsız bir Cumhurbaşkanı seçilerek göreve başlayacaktır.

İşte 14 Mayıs-28 Mayıs 2023 seçimleri bu bahsedilen seçimlerin ortamını yaratacak bir aşamanın seçilenlerinden oluşmuştur. Bu seçilenlerde KILIÇDAROĞLU kazanmış olsaydı bu görevlerin mimarları olan Millet İttifakı’nın uzlaştığı uyum ve ortak çalışma ruhunun mutabakatı ile çalışanlardan oluşmuştur. Bu dönemde MUHAYER OLAN şartların neticesinde ‘Tek Adam’ rejiminin koşullarında çoğulcu güçlendirilmiş yukarıda anlattığım parlamenter sisteminin vekilleri olacaktı. Ancak Millet İttifakı lideri her iki turdan sonra seçilemediğinden mevcut görevi yürüten ve tekrar seçilen Cumhurbaşkanlığı sistemini yürüten tek adam rejimine karşı parlamentoda görev alacaklardır.

2.CUMHUR İTTİFAKI VE LİDERİ ERDOĞAN: Yukarıda bahsedilen tek adam rejimini savunan yönetim biçimi ile yeni genişlettiği ittifak üyeleri ve zihniyetiyle başta mülteci kaçak ve ekonomik sosyal siyasal istihdam adalet hukuk yolsuzluk yokluk yasak ve mezhepçi davranış ve uygulamalarla ülkeyi yine saraydan yönetecek. Şu ana kadar sürdürdüğü uygulama ve davranışlara devam edecektir. HÜDA PAR Hizbullah terör örgütünü kendi listesine alması, Yeniden Refah Partisi ile kadın düşmanı politikası izlemesi uygun görülmüştür. Dışarıdan gelen kaçak ve yabancıların tehditlerini görmezden gelerek savunan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin partili Cumhurbaşkanı, hükümeti sistemi; yargı, yasama ve yürütmenin tek elde olacağı rejimle daha çok baskı daha çok kısıtlama ve daha çok vergi ve fakirliğin süreceği anlayışla tercihini Azınlık olan zenginden yana kullanarak varlığını sürdürmeye çalışacaktır.

Ama mevcut olan koşullar bütün bu yapılanlara rağmen ülkenin algı, hamaset, mezhepçi, ırkçı, kadın düşmanı gerici söylemler ile kışkırtıcı montaj ve kumpaslarla halen muhalefeti susturmaya ve sindirmeye uygun hazırlıklara ihtiyaç duymaktadır. Monarşist tek adam rejiminden de öte yetki ve yönetim için yeterli bulamayarak HÜDA PAR, kaçak göçmen, paramiliter güçler, devletin mevcut gücünü daha çok kullanacak yasaların çıkarılması için ikinci bir seçime gitmenin MUHAYER SEÇİM Şartlarının ittifak propaganda vekil dağılımı ile ulusal ve uluslararası pazarlıkların yapıldığı bir dönemi hazırlanmıştır.

SONUÇ olarak her iki ittifakın seçimden sonra hedefleri bunlardı.

Kazananında hedefleri buna göre olacaktır.

O halde çok az farkla 2.turda seçimi kazana Erdoğan’ın işlemeyen bu sistemle yoluna devam etmesi halinde çok zor günlerden geçecek bir Türkiye dönemi başlamış olacaktır. Bunun ne kadar süreceğine gelince ise ne yazık ki muhalefetin gücü çalışmalarından çok ülkede kazanımlarını yeterli bulmayan egemen güç ve iktidarın tercihini kullandığı azınlıkların mutsuzluğu ve doyumsuz iştahından kaynaklanan istekleri ve doğacak çatışmaları daha önemli rol oynayacaktır. Çünkü ülkenin bütün kaynakları sona ermiştir. Bağımlı olduğu güçlere ise taahhütlerini nasıl yerine getireceğini herkes merak etmektedir.

Aklın yolu ve gerçeklere karşı daha fazla direnmemesi ve en kısa zamanda daha objektif istekler ve ülkenin çekilemez, ertelenmeyecek sorunların çözümü için belki de erken seçim kaçınılmaz olacaktır.

Kalın Sağlıcakla…

Başa dön tuşu