Mersin Barosu’ndan fesih tepkisi

Mersin Barosu İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptali için dava açtı

İlk Yayın : 23 Mart 2021 – Son Güncelleme 23 Mart 2021, 12:45

Mersin Barosu, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ile ilgili Danıştay’a dava açtı. Dava dilekçesi Danıştay’a gönderilmek üzere Mersin İdare Mahkemesi’ne verildi. Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, İstanbul Sözleşmesi’nin, bir gece Cumhurbaşkanlığı kararıyla aniden ortadan kaldırılmasının hukuken kabul edilebilecek bir uygulama olmadığını söyledi.

Yeşilboğaz, Başkan Yardımcısı Av.Fatma Demircioğlu, yönetim kurulu üyeleri Av. Mahçe İnanoğlu Deprem,Av. Bilgehan Yaşa ve Kadın Hakları Merkez Başkanı Av, Şirin Güner ile birlikte Danıştay’a gönderilmek üzere Mersin İdare Mahkemesi’ne dava dilekçesini verdi. Mahkeme önünde “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, 6284’ü uygula” şeklinde de pankart açılırken Başkan Yeşilboğaz, açıklama yaptı. Yeşilboğaz, Türkiye’de mağdur olan kadın, çocuk ve tüm bireyler için en büyük güvencelerden bir tanesi olan ve İstanbul adıyla özdeşleşen İstanbul Sözleşmesi’nin, bir gece Cumhurbaşkanlığı kararıyla aniden ortadan kaldırılması ve imzamızı çekmemiz hukuken kabul edilebilecek bir uygulama olmadığını söyledi.

 

HUKUKA AYKIRI

Hukuka aykırı olduğunu düşündükleri Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için Mersin Barosu olarak Danıştay’a gönderilmek üzere Mersin İdare Mahkemesi’ne dava açtıklarını hatırlatan Başkan Bilgin Yeşilboğaz, “Türkiye’de yaşayan tüm bireyler için bir hukuk koruma sağlayan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasından vazgeçilmesi, açıkça bizim bir hukuk devleti olmadığımızın en önemli göstergelerinden birisidir. Hukuka aykırı bu durumun ortadan kaldırılması için Mersin Barosu olarak sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının yürütmesinin durdurulmasının ve yok hükmünde olduğunun tespitiyle iptalini talep ettiği dava dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:

 

“ANAYASA’YA AYKIRIDIR”

Dava konusu işlemin dayanağı olan 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3.maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme” ve üçüncü fıkrasında yer alan “uygulanmasının durdurulduğu ve sona erdiği tarihler; Cumhurbaşkanı kararı ile tespit olunarak Resmî Gazete’de yayımlanır” şeklinde ifade edilen yetkilerinin, Anayasa’nın 90. maddesine aykırı olarak kanun niteliğinde olan uluslararası sözleşmelerle ilgili olarak tasarruf yetkisinin, tek başına yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanına verilmiş olması açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir. Dava konusu işlemin dayanağı olan bu düzenlemelerin öncelikle Anayasa’ya aykırılığı sebebiyle itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi’nin önüne taşınması gerekmektedir. Fonksiyon gaspı, devletin başka bir erkinin yetki alanına giren konularda idarenin işlem tesis etmesi sonucu ortaya çıkan hukuka aykırılıktır. Anayasamızın 7. maddesine göre yasama yetkisi; Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir ve bu yetki devredilemez. Anayasamızın Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerini düzenleyen 87. maddesi; “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasa’nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”

CUMHURBAŞKANI’NIN YETKİSİYLE FESHEDİLEMEZ”

“Anayasa’nın 8. maddesine göre yürütme yetkisi ve görevi; Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. Cumhurbaşkanı yürütmeyi temsil eder ve yürütme adına işlem tesis eder. Yukarıda açıklandığı üzere usulüne uygun yürürlüğe giren uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir. Dava konusu işlemle feshine karar verilen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin uygun bulunmasına dair 6251 sayılı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, 29.11.2011 tarih ve 28127 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kısaca İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılan bu sözleşmenin Anayasanın 90. maddesi uyarınca kanun niteliği kazandığı açıktır. Bir uluslararası antlaşmadan çekilmenin bunu uygun bulan bir yasanın varlığı koşuluna bağlı olduğu açıktır. Kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için uluslararası sözleşmeleri fesih yetkisinin yürütmede olduğu düşünülse dahi, anılan sözleşmenin Anayasa’da Cumhurbaşkanına verilen yetkiler kapsamında feshedilemeyeceği de ortadadır.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu