Mermer ocağı kabusu sürüyor

İlk Yayın : 21 Haziran 2021 – Son Güncelleme 21 Haziran 2021, 10:16

Anamur’da dava süreci süren iki mermer ocağı projesinde yargı kararını henüz vermemişken, bu kez de Anıtlı Köyü’nde başka bir mermer ocağı projesinin ÇED süreci başladı.

Mersin Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 2019 yılında Anıtlı köyü- mermer ocağı işletmek isteyen bir firma için ÇED süreci başlatılmıştı. Geçtiğimiz yıllarda Anıtlı’dan sonra Korucuk Köyü için de mermer ocağı projesi başlatılmış, Mersin Valiliği tarafından 2 mermer ocağı firması hakkında ‘’ÇED Gerekli Değildir’’ kararı verilmişti. Bu iki karardan ilkine karşı iki köyün muhtarı ile Mersin Çevre ve Doğa Derneği’nin (MERÇED) açtığı dava köylülerin lehine sonuçlanmış, Mersin Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile davalı firma temyiz yoluna başvurmuştu. Yapılması planlanan ikinci dava ise henüz sonuçlanmamıştı. İki mermer ocağına karşı davalar sürerken, bu kez yine Korucuk Köyü’nde 3. mermer ocağının ÇED süreci başlatıldı. Anıtlı Köyü’ndeki mermer ocağı ile itirazlarını dile getirmek için köy meydanında toplanan köy halkı ve çevreciler, basın açıklaması düzenleyerek Anıtlı dâhil tüm köylerde mermer ocağı istemediklerini söylediler. İtirazların dile getirildiği toplantıya, bölgedeki 8 köyün muhtarı, CHP Anamur İlçe Başkanı, Anamur Ziraat Odası Başkanı ile MERÇED üyeleri ve yöre halkı katıldı.

“HALKIN TALEPLERİ HİÇE SAYILIYOR”

MERÇED Anamur Temsilciliği adına açıklamayı okuyan Zuhal Ketir, “Yeniden bir aradayız ve hep birlikte tek yürek halinde belki bu kez duyan olur diye, Anıtlı dâhil tüm köylerimizde mermer ocağı istemediğimizi yüksek sesle dile getireceğiz. Umarız ki yetkililer bu kez, Çinlilere tonunu 500 liraya satmak için mermer çıkartmak isteyen firmaların rant talebini değil, üretimden gelen gücünüzü ve yaşam hakkı savunmamızı ciddiye alır” dedi. Yetkililerin, halkın taleplerini, itirazlarını ve yargı kararlarını hiçe saydığını öne süren Ketir, “Israrla, içinde endemik türler dâhil, birçok bitkinin ve hayvanın yaşadığı bakir ormanlık alanlarda, envai çeşit meyve ve sebzenin üretildiği köylerde mermer işletmek isteyenler lehine sürekli biçimde kararlar yayınlamaktadırlar. Bize göre bu durum, halkı geçtik doğayı da yok saymaya dönük anlaşılmaz bir ruh halinin tezahürüdür” şeklinde konuştu. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de etkisiyle kuraklık tehdidi altında olan yarı kurak bölgelerinde mermer ocaklarına izin vermenin, halkın ve diğer canlıların ölüm ya da göç sürecini başlatmak demek olduğunu söyleyen Ketir, “DSİ’nin yaptırdığı araştırmalara göre, henüz mermer ocakları açılmamasına rağmen su kaynaklarının bu şekilde kullanılması halinde Anamur’un 2033 yılında çöl olması beklenmektedir. Devletin bir kurumu tarafından böylesine bir rapor yazılmışken, su kaynaklarına verdiği zararlar tartışmasız biçimde, bilimsel bir gerçeklikle ortada olan mermer ocakları için ÇED gerekli değildir kararlarının yayınlanmasını aklımız almamaktadır” ifadelerini kullandı.

“MERMER İÇİN TEK BİR AĞACIN KESİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Mermer ocakları ile ilgili başlatılan ÇED sürecinde görüşüne başvurulan diğer kurumların ve özellikle Anamur Orman İşletme Müdürlüğü’nün şartlı onaylarını da anlamadıklarını ifade eden Ketir, şöyle devam etti: “Korucuk Köyü’ndeki ilk mermer ocağı davasında alınan bilirkişi raporunda, mermer ocağı faaliyeti nedeniyle ormanlık alanda yangın çıkma riskinin yüksek olduğu belirtilmiştir. Orman mühendisi bilirkişi tarafından dile getirilen bu riskin, Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı çalışan orman mühendislerince bilinmemesi mümkün müdür? Elbette değildir. Aynı şekilde mermer ocağı açılacak alanlarda bizlerin bulup da tescil edilmesini talep ettiğimiz arkeolojik kalıntıların, Müze Müdürlüğü yetkililerince kendiliğinden bulunup tescilinin yapılması mümkün değil midir? Elbette mümkündür. Ama bu yönde bir çalışma yapılmamaktadır. Peki, Anamur’un 2033 yılında çöl olacağını öngören görevlileri çalıştıran DSİ’nin mermer ocaklarının su kaynaklarına zararlarını bilmemesi mümkün müdür? Elbette değildir.” ÇED sürecindeki tüm kurum ve kuruluşlara seslenen Ketir, artık mermer ocaklarını işletecek firmaların değil halkın ve doğanın yanında olmaları gerektiğini söyleyerek, “Korucuk Köyü’nde mermer ocağı işletmek isteyen ilk firma için verilmiş yargı kararına uyun ve artık daha fazla ÇED süreci başlatmayın. Bizler Anamur’un hiçbir köyünde mermer için tek kazma vurulmasını, tek ağacın kesilmesini istemiyoruz ve buna asla izin vermeyeceğiz. Bu konuda hem demokratik hem hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu