KUTSAL GÖREV

İlk Yayın : 15 Kasım 2021 – Son Güncelleme 20 Ağustos 2022, 14:24

İnsanlık tarihi boyunca, bireylerin muhtaç durumda bulunmaları hep söz konusu olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Bu muhtaçlıklar, zaman ve mekâna göre çeşitli şekillerde giderilmeye çalışılmıştır. İnsanların kendi kendilerine yetemeyip başkalarına muhtaç olma durumu, günümüz için de geçerliliğini korumuştur. Hal böyle olunca yoksullukla mücadele kaçınılmaz olmaktadır. Toplum tarafından örülen dayanışma ve yardımlaşma ağları bireylere nüfuz etmekte ve onların kendilerini güvende hissetmesine yol açmaktadır. Başka bir ifadeyle bireyleri kuşatan bu ağlar, toplumu bir arada tutarak bir kalkan görevi görmektedir. Dayanışma ile birlikte “fakir” ile “zengin” arasında bir etkileşim olur ve bu da her iki taraf üzerinde karşılıklı olarak psikolojik ve sosyolojik olumlu

Etkiler yaşanmasına neden olur.

 

Birey sadece hayatını devam ettireceği zaruri ihtiyaçlar olan beslenme ve

Barınma için diğer insanlarla bir arada yaşama ve onlarla dayanışma ihtiyacı

Hissetmez aynı zaman da orta ve lüks derecedeki ihtiyaçlarının temini için de

yardımlaşma gereksinimi duyar. Yoksullukla, birçok mücadele yöntemi olmasına karşın hemen her ülkede mücadele yöntemi olarak sosyal yardım uygulamalarına ağırlık verilmektedir. Yoksullukla, sosyal yardım aracılığıyla mücadele etmek bütün dünyada hakim anlayıştır. Zamanla, sosyal yardımlar yoksulluğu azaltma işlevinden uzaklaşmakta ve bir neden olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Tabiatı gereği başkalarıyla bir arada yaşamak zorunda olan insan barınma,

beslenme, güvende kalma gibi zaruri ihtiyaçları karşılamak üzere birtakım

Kurallar ve tertipler silsilesi olan kültür sancağı altında toplanmaktadır.

Toplum kendi ihtiyaçlarını karşılamak için aile, eğitim, siyaset, ekonomi gibi

Kurumlara ihtiyaç duymakta ve bunlar bir bütün olarak kültürü oluşturmakta

dır. Ayrıca, ihtiyaç sahibi insanlara yardımcı olarak, toplumun devamlılığını sürdürülmesinde etkin rol oynaması, yardım eden kişinin birey olarak görevini  yerine  getirdiği  düşüncesine kapılmasına  ve  bu Yönde bir tatminkârlık duymasına yol açmaktadır. Dayanışma ve yardımlaşma sürecinin muhatapları, karşılıklı olarak yaşadığı tatminkârlık neticesinde, fert olarak kendisine kıymet vermeye başlayacaktır. Bireyler yaşanılabilir bir hayat temin etme ve tabiata karşı olan kendini Koruma adına, başkalarıyla dayanışmaya ve yardımlaşmaya ihtiyaç duymak- Fert, kaçınılmaz bir şekilde içerisinde yaşadığı cemiyetin bir azasıdır. Rab Korkusu Bilginin Temelidir. Oysa Ahmaklar Bilgiyi Ve Terbiyeyi Küçümser.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu