Enerji krizlerini kitaplaştırdı

İlk Yayın : 12 Aralık 2022 – Son Güncelleme 12 Aralık 2022, 13:55

Mersin Üniversitesi (MEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Azime Telli’nin, enerji krizlerinin enerji jeopolitiği üzerindeki etkilerini ele aldığı “Enerji-k Jeopolitik: Krizlerle Şekillenen Enerji Jeopolitiği” çalışması yayımlandı

Enerji jeopolitiğini şekillendiren dinamiklerini ele alan çalışmada dünden bugüne değişen enerji güvenliği olgusu analiz edildi. Uluslararası sisteminin şekillenmesinde enerji güvenliğinin yükselen önemine vurgu yapan Doç. Dr. Azime Telli, mevcut enerji düzenini şekillendiren fosil yakıt rezervlerini kontrol etmeye yönelik mücadelenin 20. yüzyılda olduğu gibi 21. yüzyılda da devam ettiğini söyledi.

1973 PETROL KRİZİ’NİN 50. YILI

Enerji güvenliği açısından milat olarak kabul edilen 1973 Petrol Krizi’nin üzerinden geçen 50 yıllık dönemde enerji silahının kimi zaman tesirli kimi zaman tesirsiz olduğu irili ufaklı krizler yaşandığını ifade eden Doç. Dr. Telli, “Enerji jeopolitiği açısından 1973 kusursuz bir fırtınadır. OPEC üyesi Arap ülkelerin düşman olarak tanımladıkları ülkelere karşı uyguladıkları topyekûn ambargo, öncü krizlerden farklı olarak kısa sürede petrol piyasasında büyük paniğe yol açmıştır. İlk olarak o dönemde Orta Doğu petrolüne % 57 düzeyinde bağımlı olan Japonya, dış politikasında AOPEC’in istediği yönde değişim yaparak ambargodan muaf tutulan dost ülkeler arasına girmiştir. Japonya’yı, Avrupalı ülkeler OPEC, bu ambargo sayesinde tam anlamıyla rüştünü ispat etmiştir” dedi.

AB Üyelerinin Stratejik Körlüğü

Dünya birincil enerji karmasından en büyük payı ham petrolün almasına bağlı olarak enerji jeopolitiğinin ağırlıklı olarak Orta Doğu eksenli görünüm sergilediğini belirten Doç. Dr. Telli, son dönemde doğalgazın artan önemine bağlı olarak küresel değil bölgesel krizlerin yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Ancak 1973 krizi sonrasında Avrupa ülkelerinin alternatif olarak doğalgaza yönelmeleri 21. yüzyıl enerji jeopolitiğinin doğalgaz yönlü okunmasına yol açmıştır. Orta Doğu coğrafyasına alternatif arayışında Soğuk Savaş koşullarına rağmen SSCB ile enerji iş birliğini güçlendiren başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri yeni bir dış bağımlılık sarmalının içine girmiştir. Enerjiye sadece ticari bir unsur olarak yaklaşan ve karşılıklı kazan-kazan stratejisine vurgu yapan Batı Avrupa ülkeleri, 1973 krizinden aldıkları dersi unutmanın bedelini 2006’da başlayan ve giderek derinleşen Ukrayna kriziyle ödemeye başlamıştır” şeklinde konuştu.

 

Başa dön tuşu