Çerkes Soykırımı unutulmadı

İlk Yayın : 19 Mayıs 2021 – Son Güncelleme 19 Mayıs 2021, 13:14

Mersin’de, Rus-Kafkas savaşlarının ardından soykırıma uğrayıp sürgün edilen Çerkezler törenle anıldı. Sürgün sırasında 500 bin Çerkes’in hayatını kaybettiğini söyleyen Mersin Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Güner Savrum, “Çerkes Soykırımı insanlık tarihinin gördüğü en acımasız sürgün ve soykırımdır” dedi.

Mersin Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği, Çerkes Soykırımı ve Sürgününün 157. Yıldönümü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Dernek adına konuşan başkan Güner Savrum, 21 Mayıs 1864’ün dünya tarihinin görmüş olduğu en büyük soykırım ve sürgünün tarihi olduğunun altını çizdi. 21 Mayıs’ın milyonlarca Çerkes’in anayurtlarından sökülüp dağıtılışı, yüz binlerce Çerkes’in sürgün yollarında kırılışı, Karadeniz’in soğuk ve karanlık sularına gömülüşleri olduğunu söyleyen Savrum, “1763-1864 yılları arasında 101 yıl süren Rus-Kafkas Savaşlarında 500 binden fazla Çerkes hayatını kaybederken, Çerkes’lerin mağlubiyetiyle neticelenen savaş sonrasında; bundan 155 yıl evvel,  21 Mayıs 1864 tarihinde Çarlık Rusya’sının kolonyalist politikaları çerçevesinde yaklaşık bir buçuk milyon Çerkes, başta Osmanlı toprakları olmak üzere değişik ülkelere sürgün edilmişlerdir. Ancak sürgün sırasındaki yol şartları, salgın hastalıklar ve açlık gibi nedenlerden dolayı, resmi olmayan rakamlara göre 500 Bin Çerkes hayatını kaybetmiştir” şeklinde konuştu.

“ÇERKES SOYKIRIMI RESMEN TANINMALIDIR”

Yaşanan tüm bu acılara ve dağılmışlığa karşın bugün Çerkes’lerin varlıklarını ve kimliklerini koruyup yaşattıklarını ifade eden Savrum, üzerinde yaşadıkları tüm ülkeleri vatan bilip içeride hainlere, dışarıda düşmanlara karşı savunup, birlikte yaşadıkları halkları kardeş sayıp barış ve huzur içerisinde yaşadıklarını vurguladı. 21 Mayıs’ın direniş, başkaldırı, diriliştir ve varoluş mücadelesi günü olduğunu söyleyen Savrum, “Dönemin Çarlık Rusya’sının devamı olan Rusya Federasyonu sistemli bir şekilde yapılan bu soykırım ve sürgünü resmen tanımalı ve tarihsel haksızlıkların telafisi için ilk adımı atarak özür dilemelidir. Anavatanlarından zorla koparılan Çerkes’lerin çifte vatandaşlık ve geri dönüş haklarının önündeki engeller kaldırılarak gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Rusya Federasyonu varlığımızı korumak için yapacağımız bilimsel çalışmalardan dahi kaygı duyarak ortaya koyduğu bu keyfi ve hukuk dışı uygulamalara son vermelidir” dedi.

“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN HAKLARIMIZI TALEP EDİYORUZ”

Dünyanın dört bir tarafında yaşamak zorunda bırakılan Çerkes’lerin sadece Rusya Federasyonu’ndan değil, yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkelerden de doğal ve demokratik haklarını talep ettiklerini vurgulayan Savrum, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu bağlamda başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünya ülkelerine sesleniyoruz; Çerkes Soykırımı ve Sürgünü politik, siyasi ve ekonomik kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır. Çerkes dili ve kültürü asimilasyona karşı korunmalıdır. Çerkes Anadilinin öğretilmesi, korunması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında yeterli düzenlemeler devlet eliyle yapılmalıdır. Kimlik ve kültürel haklar devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Bu noktadan hareketle, Çerkes dili ve kültürel birikimlerinin/değerlerinin, korunabilmesi ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için gerekli bilimsel çalışmalar yapılmalı ve ilgili kurumlarca bütçelerin ayrılması sağlanmalıdır. Anadilimizde yayın yapan televizyon ve radyo devlet desteği ile biran önce TRT Çerkes hayata geçirilmelidir.”

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu