CEPLER BOŞALINCA, TENCERELER KAYNAMAZ OLDU

İlk Yayın : 23 Ocak 2022 – Son Güncelleme 23 Ocak 2022, 19:57

Pandemiyle değişen dünya düzeni tüm insanları olumsuz etkiledi. Hala devam eden bu salgınla başa çıkmak yetmezmiş gibi kış geldi kapıya dayandı. Kış mevsiminde giderlerin arttığını bilmeyen yok. Barınma sorunlarına birde ısınma ve gıda ihtiyaçları da eklendi. Alın size hastane, doktor masrafları vesaire vesaire.
Maliyetlerin arttığı bu mevsimde kiralar da artışa geçince ay sonunu getirmek hayal oldu. Şimdi sarılın battaniyelere ay sonunun gelme korkusuna kapılın. Stresli bir yaşam yokmuş gibi çıkarın hesap makinelerini başlayın gelirleri giderlerle denkleştirmeye..
Hepimiz böyle bir hale geldik. Daha ne mi? Korkularla uyanıyoruz sabahlara. Tv düğmesine korkuyla basıyoruz, sosyal medya hesabımızı korkuyla açıyoruz. Her an zam haberleri. Şuna zam buna zam. Peki yapın zamları ama gelirleri de arttırın bari. Çünkü olmayan parayla markete gitmeye üşenir olduk. Elimizi uzattığımız her ürünü almak için tekrar tekrar düşünüyoruz. “Çok acil değil, bu kalsın, şu kalsın” diyoruz. Daha ne kadar kısacağız, temel ihtiyaçlar karşılanamıyor. Çocuklarımıza karşı mahcubiyet taşıyoruz. Yetiştiremiyoruz artık…
Havalar soğudu yakıt lazım, kira, fatura, yiyecek-içecek, giyecek, kırtasiye, ulaşım vs. Bunlar lüks ihtiyaçlar değil, bunlar yaşamak için gereksinimlerimiz.
Mutfaklara sebze-meyve giremez oldu. Etler ateş pahası, kasabın yolunu unuttuk. Bebek bezleri bile artışta. Aileler bez, mama alamıyor. Gözlerini dünyaya yeni açmış bu çocuklarımıza bu zulüm değil mi? Dolar, altın almış başını gidiyor… Ülke olarak ithalat hat safhada.. E dünya piyasası dolar üzerinden işlem yaptığına göre; dolar karşılığında aldığımız her ürüne birde maliyetler ekleniyor. Hal böyle olunca satıcılarda mağdur, alıcılarda…
Adam Smith “Görünmez el” metaforu artık önemini kaybetti. Piyasalar kendi kendine düzelecek diye bir umudumuz kalmadı. Gittikçe dibe batan bir ekonomiyle herkes zor günler geçiriyor. Cepler boşalınca evdeki tencere kaynamıyor. Tencere kaynamayınca aile içi sorunlar da artıyor. Toplumun huzuru kaçıyor. Dengesiz ve tutarsız davranışlar sergiliyoruz(farkına varamıyoruz). Gelir düzeyi fark etmeksizin herkes darda. Ticari işletmeler “Çok şükür kazanıyoruz ama kazancımızdan fazla giderler de var.” diyerek kepenk indirecekler. Sokaktaki insanlar ekonomiden dert yanıyor. Sosyal medyada “sıvı yağ fiyatları” mizahi olarak eleştiriliyor. Ekmeğe zam ha geldi ha gelecek. Asgari ücret dört kişilik bir aile için yetmiyor. Emekçi insanların vücutları çalışmaktan yıprandı. Ekonomi düzelmeden kimse huzurlu bir uykuya dalmayacak; çünkü her uykumuz kabusa dönüyor.
Ekonomi düzelmezse ne biz birey olarak güçlüyüz, ne toplum olarak. Ruh sağlığı bozuk bir kitle yığınına dönüşmeden buna bir çözüm getirilsin. Görüşmek dileğiyle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu